Sen ne kadar gerçeksen, etrafında yaşadıklarında o kadar gerçek olacaktır.
İçimizin gerçekliğinden bahsediyorum.
İçindeki gerçeği dışına çıkarmadan, yüzleşmeden ve kendine en kendini giymeden, mutlak sevginle kurduğun hayallerine kavuşman mümkün değildir.
Melek dediğin varlık gerçek midir?
Yoksa dünyadan geçmiş bir ruhun -karşısında vücut bulmuş tesadüf eseri, rastgele ya da bile isteye soktuğu bir öteki varlığı- tam da ona mutlak iyilik gücünü akıtabilme becerisinin olduğunu fark ederek yaratmış olduğu bir metafor mudur?
Gerçeklik nedir? Gerçekliği gerçek olmayarak ya da kalamayarak tüketiyor muyuz?
Kendinin gerçekten ne olduğunu insanların önünde sergileyip, kendini başkalarının gözlerinden göremez isen bu sorunun cevabını bulabilmen imkansızlaşabilir. Gerçekleri imkansızlaştırmak, kişinin kendi yaratımındadır. İnsan, tanıklık üzerine doğar ve hayatı tanıklık üzerinde deneyimler. Her zaman bir çift göze daha ihtiyaç vardır.
Kendi oyununun içinde oynayacağı kendilik hallerini iyi seçmeli ve en kendinden yaratmalı insan...
Çünkü, insanda, kurduğu bütün hayallerde gerçek yaratımdır. Gerçekliktir. Ve gerçeklik insanın kendisine ait, kendine ait olan "iyi gerçeği" de yine sadece kendisine ait kalacaktır. Düşünce sistemimizin gerçekliğini kabul ederek, kendi gerçekliğimize dönebiliriz.
Kendinizi karşıdan görebildiğiniz "tek gerçek bakış açısı" noktanızı bulabilmeniz dileğiyle,
İD
Comments