İnsanı insani yapan duygu(ruhsal), düşünce (zihinsel) ve davranışlarının (bedensel) kişinin --türlü nedenlerle- kendi iradesine ait olduğunu (özgür irade hakkı) ve varoluş kavramını idrak edememesi sonucu tüm insanlığın/beşerin taşıdığı karanlık yüzlerin/ kök travmaların insan üzerinden açığa çıkacak hale gelebilmesiyle, karanlık bilinç tezahür eder.
Bu dünya boyutunda yaşadığımız, gördüğümüz her şey bilinçtir.
-Görünen- tahammül edemediğimiz olaylar karanlık bilincin bize “bak nasıl kolaylıkla ele geçirebiliyorum, nasıl bana hizmet ediyor" demesi, kendisinin erişim izni olmayan ilahi sevgi mertebesine insanı ve yüksek benliğini ulaştırmayı seçmemesi ve istememesi üzerine; insanın duygu, düşünce ve davranışlarının hakimiyetini tam anlamıyla çalarak "ben buradayim" demesi/diyebilmesidir.
Karanlik bilincin hareketlerini söndürebilmek için yaradan/saf/öz bilincini açığa çıkarmalı ve evet her şeyin tek bir bilinçten ortaya çıkabiliyor olmasını kabul etmeliyiz.
Türkiye' nin tarihi boyunca kendi özünden ve öz görevinden (dünyada benzeri yoktur) sapması için üzerimize her açıdan püskürtülen ve aktarılan ortak karanlık bilinci fark ediyoruz, görüyoruz. Bilinçlerin üzerine örtülen, kapatılan perdeleri anlayabiliyoruz!
Çağımız gereği bu zihniyeti ortaya dökme cesareti olan kristal çocuklarımızın karanlığa maruz kaldığı her kör nokta önümüze serilmektedir.
Bu bilinci farkederek dönüştürmek herkesin görevidir. Çocuklarımız yol göstericilerimiz, atalarımız, öz bilgiyi aktaracaklarımız ve emanet edeceklerimizdir. Çocuklarımız dünyayı olacağı nihai hale dönüştürebilmek adına insanlığın taşıdığı kör zihniyetin getirdiklerini, karanlığa olan hizmetlerin yükünü omuzlarında taşımaktadır. Bu gerçeklik değişmelidir... Yük, adalet terazisini taşımakla görevli olanların/seçenlerin yüküdür!
İlahi adaletin tecellisi uyuşuk zihniyetlerin çoğunlukta olduğu ortak bilinç sebebiyle dünya boyutunda zamansal ertelemeler yaşamaktadır. Fakat bütünsel hizmeti vardır. Görünür kılınanlar temizlenmesi gereken ve aşılması gereken bilinç halleridir. Görünen o ki daha çok katedilmesi gereken yol vardır.
Ra'd suresi 11. ayet
"Bir topluluk kendi iç ahlakını-iç alemini düzeltmezse yaşadıkları değişmez."
İnsan önce bu dünyaya tezahür eden aynasına bakarak içinde barındırdığı tüm yüzlerini kabul etmesi ve dönüştürmesi ile ortak bilince yüksek oranda katkı sağlayabilir. Karanlık bilincin farkında olarak kendi alanına/gerçekliğine kabul etmemek üzere seçimlerini yapmalıdır.
Kendimizde barınan karanlık bilinci (her enerjide barınır) ne kadar fark eder, kabul eder ve yok sayarak duygu, düşünce, davranışlarımızı temizlersek, gerçek kendimiz ve kendimizin -görünen- gerçekliği oluşacaktır. İnsanın çoğunluğu değişmedikçe, toplum değişemez.
Dünyanın oluşumundan bu yana yaşadığımız dönem kadar öz farkındalıkların bu kadar yüksek derecede ortaya çıkabildiği bir dönem yoktur. Karanlık yerini aydınlığa bırakacaktır. Çünkü varoluşsal döngü bu şekilde çoktan tamamlanmıştır...
Allah akıldır.... En yüksek mertebe, her şeyi kapsayan bilinçtir....
Akıl ise zamandır...
Zaman her şeyi görebilmemiz, idrak edebilmemiz, gerçekliğimizi (dünyaya olan yansımamızı) gözler önüne serebilmemiz ve kendimize ne olduğumuzu sergileyebilmemiz için sadece dünyada geçerli olan, insana verilen değerli bir kavram, tezahürü gerçekleştirendir.
Tüm oluş andadır.
İnsanın kendi gerçekliğini yaratma ve hatta karanlık bilincin oluşmasını engelleyebilecek gücü, kudreti vardır. Bizlerin hatırlaması gereken tam olarak bu güçlü bilinç halidir.
Yapılması gereken kendi gücünü hatırlamaktır. Senin gerçekliğinde adaletsizlik, eşitsizlik, karanlık davranışsal tohumları var mıdır?
Yok ise artık aydınlık bilincin tezahür edeceği gerçekliği yaşamak, yaşatmaya başlama zamanı şimdide tam da bu zamandadır...
Gölge yanlarımızın idrakı için kuvvet tek dileğimdir,
Hep sevgiyle,
İD
Comments