top of page
Ara

"Kendi gizimizi bir tek biz biliyoruz…"

Yazarın fotoğrafı: ipek demirkanipek demirkan

Farkındalığa, sistemin bize sunduğu dönemleri; ruhumuzun sindirme, zihnimizin kabullenme, bedenimizin hatırlatma süreçlerini bir bütünde deneyimlediğimiz ve çıkış noktamızın özümüz olduğu bir yolculuk diyebilir miyiz?


Sizlerle uzun zaman önce duyduğum bir müziğin kendini var etme yolculuğunu paylaşmak istiyorum… Adagio (Albinoni) eserinin hikayesini biliyor musunuz?


“Adagio (Albinoni) Hauser’in son dönemde yorumladığı ve bizi başka başka hayal alemlerine sürüklediği eser….


Albinoni’nin biyografisi üzerine çalışan Remo Giazotto, Şubat 1945’te müttefiklerin bombardımanından sonra yıkılan Dresden’e gitmeye karar veriyor. Kültürel eserleri kurtarabilmek için yola çıkıyor. Dresden Devlet Kütüphanesinden geriye kalanları kurtarmak istiyor. Ama çok şey kaybolmuş oluyor.


Yıkımların arasından Albinoni’nin bir trio sonatının motiflerini bulup, çekip çıkarıyor. Sonattan geriye kalan tek şey yavaş bölümünden bazı motifler oluyor. Zekasını kullanarak, tam bir bölüm ortaya çıkarmayı başarıyor. Ve Albinoni’nin ünlü Adagio’su ortaya çıkıyor.


Fakat, Giazotto ölünden kısa bir süre önce, şaşırtıcı bir açıklama yazıyor. Ve ortada hiçbir zaman bir manuskriptin olmadığını iddia ediyor. Adagio Albinoni’ nin bilinen ve çok sevilen eseri, kendisinin 1945 yılında yazdığını söylüyor.


İlk iddia ettiği gibi, kütüphanede bulmuş olduğu trio sonatının çerçevesi ile ilgili hiçbir kayıt bulunamıyor. “


Giazotto bu sırla ölüyor. Bize kendi sırrını dinletiyor… Eseri kendi yazdığı an, tüm dünyaya bu eseri duyurabilmenin yolunu kendince mi kurguluyor? Yoksa özüne olan güven eksikliğinden kendini bir dahinin arkasına mı -güvene- saklamaya çalışıyor? Albinoni’nin ismini mi yaşatıyor? Kütüphaneden hiçbir şey bulamadan mı çıkıyor?


Özümüze olan yollarımız sırlarla dolu… Yolculuğa karar verip başlarken oturduğumuz ilk koltuğa döne döne, tekrar tekrar oturmaya, yolu hatırlamaya, bulmaya çalışıyoruz…

Yollar ne olursa olsun kendimize, zerafetle daha çok kendimiz olabilmenin sonsuz ışığına çıkıyor. Kendi gizimizi bir tek biz biliyoruz… Çoğu kez koltuklarımızı rahatlıkla, kimi zaman kalkmaya direnerek terk ediyoruz. Sindiriyoruz, kabulleniyoruz, hatırlıyoruz…


Canımızın ruhumuzla vücut bulduğu alemi her birimiz binbir türlü motiflerle deneyimliyoruz.


Nasıl bir hikaye olursa olsun, özümüzün motiflerinden ördüğümüz anları yaşabilmek dileğiyle,


Hep sevgiyle,

İD

30 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

kadem

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page